TEKNOLOJİ PODYUMDA

Marie Claire Konular Editörü Selen Meçoğlu: Her şeyi tükettiğinizi düşünürken teknoloji bambaşka gelişmelerle geliyor.

İndirilebilir vücut tarayıcıları, 3 boyutlu yazdırılabilen aksesuar ve kıyafetlerle teknoloji, moda endüstrisinde bir devrim gerçekleştiriyor. Akıllı kumaşlar, dronelar, online alışveriş seçenekleriyle geleneksel modaya meydan okuyan yeni teknolojik yöntemler ve dijitalleşme kaçınılmazlığıyla moda dünyasına yeni bir soluk getirmiş durumda.
Haber: Selin Çetin

Karl Lagerfeld'in uzayın bilinmezliğinin aralandığı 1960’lı yıllardan ve gelecekten de ilham alarak Chanel için hazırladığı 2017 koleksiyonu defilesi. Kaynak: Vogue


Dünyayı 20 yıl içinde neler bekliyor diye sorduğumuzda alacağımız cevaplar genellikle uçan arabalar ya da Mars'ta yaşamla sınırlı kalıyor. Ama konu moda dünyasına gelince sınırlar ortadan kalkıyor. Her geçen gün daha yaygın ve erişebilir hale gelen, hayatımızın her alanına hükmeden teknoloji ve dijitalleşmenin en çok etkilediği endüstrilerden biri de moda sektörü. Tasarım ve yapım aşamasından, hazır giyime kadar artık birçok alanda moda ve teknoloji ilişkisi karşımıza çıkıyor. Defilelerde teknoloji ve dijitalleşmeye atıfta bulunan metaforların kullanılması artık yerini somut materyallere bıraktı. Eskiden modada teknolojinin varlığı sadece uzaylı motifleri ve uzayda yaşamı anımsatan tasarımlarla sınırlıydı. Geleneksel tasarım yöntemleri yerini yeni teknolojik devrimlere teslim etmesiyle birlikte üç boyutlu yazıcılardan elde edilen ayakkabılar, akıllı kumaşlar ve ışıklı dantellerle moda çoktan kapılarını teknolojiye açmış durumda.


GELECEK TASARIMLAR YAPAY ZEKALARIN ELİNDE

Moda için yenilikçi çözümler üreten birçok teknoloji şirketleri bulunuyor. Bu şirketlerin amacı ise üretim ve tüketim arasındaki uçurumu kapatmak için yapay zeka ve kendi kendine çalışan makineler gibi ileri teknolojiler yaratmak. Aslında bu şirketlerin var olmasının en büyük nedeni moda sektörünün kendi içinde yaşadığı problemler. Markaların milyarlarca dolarlık satılmamış stoklarının olması global olarak da milyarlarca dolara mal olan lojistik sorunlar yaratıyor. En büyük sorunlardan biri ise şeffaflık ilkesi. Birçok marka ve moda evi Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerde etik olmayan uygulamalarla ve ücretlerle işçileri çalıştırıyor. 


İstanbul Moda Haftası'nda davetiyeler, etkinlik takvimi ve broşürler kağıt olarak dağıtılmaya devam ediyor.

Kağıdı en çok israf eden sektörlerin başında moda sektörünün geldiği biliniyor. Bu kullanımı en aza indirmek için de teknolojiden faydalanmak şart. Geçtiğimiz sene endüstrideki kağıt israfını engellemek için mankenlik ajansları portfolyo ve özgeçmiş örneklerini elektronik olarak kabul etmeye başladı. Fashionista web sitesinde yer alan makaleye göre, moda haftaları için hazırlanan kağıt davetiyelerin ise bu israfta en büyük paya sahip olduğu belirtiliyor. Henüz bunun önüne geçilemese de birçok tasarımcı e-davetiye özelliğinin kullanılmasını talep ediyor.

GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ

Moda ve teknoloji ilişkisi en çok giyilebilir teknolojide karşımıza çıkıyor. Akıllı saatler ve gözlükler veya dört mevsim için tasarlanmış ceketler gittikçe yaygınlaşıyor. Modadaki bu değişimler büyük markalarında merceği altında. Dolce Gabbana'nın defile başlamadan önce izleyicilerden WiFi seçeneğini kapamalarını istemesi herkesi çok şaşırtmıştı, gösterinin başlamasıyla bunun nedeni anlaşıldı. Dolce Gabbana, teknoloji rüzgarına kapılarak podyuma manken yerine droneları çıkardı. Çantalara mankenler yerine droneların eşlik etmesi yenilikçi modanın ayak sesleri oldu.


Dolce Gabbana'nın Sonbahar 2018 defilesindeki çantaları drone'lar taşıdı. Kaynak: Fashionista


Aslında giyilebilir teknoloji alanındaki ilk gelişmeler güvenlik nedeniyle ordu üniformalarında yaşanıyor. Polis, itfaiye ve sağlık alanında da bazı etkilerden korumak için çeşitli giysi ve aksesuarlar tasarlanmasıyla birlikte tekstil ve teknoloji ilişkisi hızla gelişiyor. Bu gelişmeler, Google, Apple ve Samsung gibi öncü markaların dijtal teknoloji ve moda işbirlikleri sayesinde artmaya devam ediyor. Fitness bantları ve akıllık saatlerle başlayan yenilikçi akım, dev markaların da 3 boyutlu yazıcılarla tasarım yapmaya başlamasıyla moda dünyasında yeni bir çağı başlatıyor.

Moda ve teknolojinin karşı konulmaz bir araya gelişini Marie Claire dergisi konular editörü
Selen Meçoğlu yorumladı.

Konular editörü Meçoğlu, ‘’Artık moda içeriklerinde sosyal medyanın bahsinin geçmediği bir konu yok’’ diye açıkladı.

Şu anda teknoloji, modanın tam olarak neresinde bulunuyor?

Kendi kişisel hayatlarımızda nerede duruyorsa, moda endüstrisinde de orada yer alıyor. Teknoloji artık çok geniş bir kapsama alanına sahip. Her alanda olduğu gibi moda endüstrisi de teknoloji ve onun gelişmelerinden payını alıyor elbette. Aslında almak zorunda çünkü artık hem üretimin hem de tüketimin had safhada olduğu bir dönemdeyiz ve bu noktada teknolojiyle doğru adaptasyonu sağlayan ve sıcak teması kuran kazanıyor. Çok uzun zamandır high-tech kumaşlar, modanın her koldan sürdürülebilir olması adına yapılan çalışmalardan bahsediliyoruz ve bu konuda gerçekten önemli gelişmeler var. Modayı sadece tasarım ayağıyla sınırlandırmamak gerekir. Artık teknolojinin özellikle yapay zekanın en çok faaliyet gösterdiği alanlardan biri de e-ticaretin kapsamına giren e-tailing. Amazon’un bu konuda çok çılgın fikirleri var. Hatta internet üzerinden alışveriş bir yana yapay zeka bir moda tasarımcısı fikri bile ortaya atmış durumda. Söz konusu teknoloji olduğunda modayla adaptasyonunun sağlandığı üç yöntem var; öğrenme, duygusal analitik ve görsel zeka. Bu üç teknoloji trendiyle moda endüstrisinin kendini pazarlaması konusunda yapamayacağı şey yok. Kısacası teknoloji modanın tam olarak neresinde sorusunun cevabı her yerinde olabilir.

Sosyal medya ve dijitalleşmenin, high fashion'ın müşteriyle yakınlaşmasına neden
olduğunu söyleyebilir miyiz?

Elbette diyebiliriz. Sosyal medya her kesimin kullandığı bir teknolojik araç ve lüks pazarı da bunu kullanmasını çok iyi biliyor. Lüksün tanımının bile neredeyse her sezon tanımı ve kapsamı değişiklik gösteriyor. Artık yüksek modanın karşılığı daha erişilebilir kanallara girmiş durumda. Özellikle sosyal medya kullanımında en büyük orana sahip Millennial ve Gen Z jenerasyonu lüks pazarın çok geniş bir kısmının ihtiyaçlarını giderir hale geldi. Markalar tüm stratejilerini jenerasyonlar ve onların ilişkili olduğu platformlar üzerine kuruyorlar. Bu yakınlaşmada online alışverişin de payı büyük. Lüks online retailer sitelerinin sayısının gün geçtikçe artış göstermesi, talebin ne kadar fazla olduğunun göstergelerinden
biri.

Sizce, günümüzde teknolojiyi hangi tasarımcı ya da marka en iyi şekilde kullanıyor?

Bunu alanlara göre ayıracağım. Sürdürülebilirlik ve eco friendly olma konusunda Stella McCartney çok başarılı işlere imza atıyor. Ham materyali işe yarar hale getirene kadar eğitme konusunda oldukça sabırlı ve yatırımlarını da bu yönde yapıyor. Sosyal medya platformlarını etkili kullanım konusunda Gucci ve Off-White inanılmaz örnekler teşkil ediyorlar. Onların da baş hedef kitlesi Millennials ve Gen Z jenerasyonu. Tasarımda ise fütüristik yaklaşımlarından ötürü her koleksiyonu muazzam olan Iris van Helpen. Yapay zeka konusunda ise Alibaba, Amazon ve Farfecth mükemmel adaptasyon modelleri ile karşımıza çıkıyorlar.

Defilelerde gördüğünüz sıra dışı teknolojik bir tasarım var mıydı?

O kadar çok var ki! Hussein Chalayan’ın 2007 İlbahar – Yaz ‘One Hundred and Eleven koleksiyonundaki transformer elbiseleri, Airbone şovundaki LED’li elbise, 2016 İlkbahar – Yaz koleksiyonunda suyla çözülen giden elbiseleri... Iris Van Helpen’in neredeyse tüm koleksiyonları. Son zamanlarda ise John Galliano Maison Margiela’da özellikle sosyal medya çağını manifesto olarak çok iyi kullanıyor. 2018 Artisanal koleksiyonunda telefon flaşlarıyla renk değiştiren parçalar muazzam bir adaptasyondu.


Iris Van Helpen 3 boyutlu yazıcılarla tasarladığı geometrik desenli elbiselerini ses dalgalarıyla buluşturdu. Kaynak: Ingidital.tv/ Kim Weston.

Konular editörü olarak yazılarınızda teknoloji ve moda ikilisinden nasıl bahsediyorsunuz?

Moda ve teknolojiye karşı birbirlerinden bağımsız olarak inanılmaz bir ilgim var. Çünkü şaşırmayı seviyorum. Tam her şeyi tükettiğinizi düşünürken teknoloji önünüze bambaşka gelişmelerle geliyor ve her defasında şaşırtıyor. Moda da aynı şekilde. Modanın hızı şu an baş döndürücü ama tüm bunların takibi eskisinden daha keyif verici. Artık moda içeriklerinde sosyal medyanın bahsinin geçmediği bir konu yok maalesef. Tüm bunun yanında fütürsitik tasarım anlayışı bana her zaman heyecanlı geldiği için moda ve teknoloji ikilisi her moda yazarının sıklıkla bahsetmesi ve gelişmelerden haberdar olması gereken bir başlık.

TEKNOLOJİ TÜKETİM KAVRAMINI DEĞİŞTİRDİ

Teknoloji ve dijitalleşmenin modayı kötü etkileyeceğini düşünüyor musunuz?

Bu hangi noktadan baktığınıza bağlı. Teknoloji ve dijitalleşme iletişimde olağanüstü bir hız sağladı. Bu hız her alanda olduğu gibi moda da baş göstererek ‘hızlı tüketim’ kavramını besledi. Çoğu tasarımcı bu sebeple tükendiğini hissederek ara verdi ya da başka yolları seçti. Ama diğer yandan pazar genişledi ve kazanç arttı. Yeni pazarlar ortaya çıktı.

Moda yayıncılığı da bu dijitalleşmeden etkileniyor mu?

Kim etkilenmiyor ki? Tamam, basılı yayının yeri ve prestiji ayrı ama ulaşılabilir olmanın en yüksek seviyede olduğu dijital platformlar artık birçok yayıncılık kolunu da kontrol altına alıyor. Modanın görselliğe hitap etmesi ise en büyük avantajı. Instagram moda için milyon dolarlık bir değer oluşturuyor. Düşünsenize moda haftasına gitmeye gerek kalmadan, en can alıcı şovları Instagram’daki canlı yayınlardan izleyebiliyor anında muhakeme yapabiliyorsunuz. iPad yayıncılığı da oldukça önemli bir gelişmenin içinde. Turkcell Dergilik gibi platformlar üzerinden dergileri okumak mümkün hale geliyor.

Moda endüstrisinde, gelenekselci ve inovasyoncu iki ayrı görüş bulunuyor. Siz bu
görüşlerin hangi tarafında yer alıyorsunuz?

Ortada kalmayı tercih ediyorum çünkü ikisinin de modaya dâhil olması gereken tarafları bulunuyor. Lüks pazarın tüketim ivmesi artsa da el işçiliği gün geçtikçe daha çok değer kazanıyor. Teknolojiye adaptasyonu reddeden gelenekselciler ise markalarının geleceğini önemli oranda tehlikeye atıyor. Her iki taraf olmadan maalesef artık moda olmuyor.

0 Yorumlar